2023 BÜTÇESİ, HANGİ HİZMETLER SUNULACAK, MALİYET NASIL PAYLAŞILACAK? – 25.10.2022

 

HALKTV’den Sn. Nuray Tarhan ile röportajımız:

-Sizce 2023 bütçesini 2022 bütçesinden ayıran en önemli özellik nedir? 2023 bütçesinde seçimin yansımalarını hangi kalemlerde görmek mümkün?

Öncelikle 2022 yılı henüz bitmedi. 2022 boyunca yaşadığımız yüksek enflasyon nedeniyle vergi matrahlarının nominal olarak artışı vergi gelirlerini rekor düzeylere çıkardı. Ancak yine de Eylül’de bütçe 78,6 milyar TL açık verdi. Orta Vadeli Programa göre yıl sonu bütçe açığının 461,2 milyar TL olarak hedeflenmiş olması, önümüzdeki 3 ay boyunca bütçe giderlerinde beklenenin üzerinde artış gerçekleşeceğini ortaya koyuyor. 2022 yılı bitene kadar bütçenin vereceği açık ve dolayısıyla kamu talebindeki artış 2022 son çeyrekte büyüme üzerinde pozitif etki yaratırken, enflasyonist baskıyı artıracak. Dolayısıyla enflasyonda Aralık ayındaki baz etkisi beklendiği gibi güçlü gelmeyecek.

Ayrıca devletin iç ve dış borç faizlerine ayrılan pay da beklenenin üzerinde 329 milyar TL’ye ulaşacağından bütçede faiz dışı fazla elde edilemeyeceği anlaşılıyor. Ek bütçeye rağmen mali disiplin sağlanamıyor.

2023 yılı bütçesini 2022 bütçesinden ayıran en önemli özellik, 2023 bütçesinin yıl ortasında yapılacak seçimle şekillendirebilmesidir. 2021’de bütçe giderlerinin GSYH’ye oranı %22,1 düzeyindeyken 2023’te %24 hedeflenmektedir. Bu hem devletin ekonomi içindeki payının büyüyeceği hem de kamu kesiminin harcamacı yapısıyla enflasyonu tetikleyecektir.

2023 bütçesini seçim öncesi ve seçim sonrası dönem olarak ikiye ayırabiliriz. Her seçim döneminde olduğu gibi yıl boyu yapılacak bütçe harcamaları, seçim nedeniyle erkene geçilecektir. Dolayısıyla bütçe ödeneğinin önemli bir kısmı yılın ilk yarısında kullanılacaktır. Seçim öncesi popülist nitelikli harcamalar da dikkat çekici olacaktır.

2023 bütçesinde özellikle sağlık, eğitim ve ulaştırma hizmetlerinde iyileşmeler, tarım sektörü ile reel sektöre verilen destekler, hanehalkına transferlerin ön planda olması planlanıyor. Ayrıca eş zamanlı olarak vergi teşvikleri ve vazgeçilen vergi gelirleri ile aynı zamanda seçmen de olan vergi mükelleflerine yönelik kolaylıklar var.

-Bütçeden vatandaşların payına ne düşecek? Daha çok hizmet mi yoksa daha çok vergi mi?

2023 Bütçesinin gelir ve gider tahminleri yapılırken; ekonominin %5 büyüyeceği, yıl sonu TÜFE’nin %24,9 olacağı, ihracatın 265 milyar $, ithalatın 345 milyar $ olacağı varsayılmış ve bütçe uygulaması sırasında ortaya çıkacak acil ve öncelikli hizmetlerin yürütülmesi amacıyla yeterli düzeyde yedek ödenek konulması öngörülmüştür. Öncelikle bütçenin yapıtaşları olan tüm makroekonomik göstergelerin gerçeği yansıtması gerekiyor ki bütçe hedeflerine ulaşılabilsin. Aksi halde bütçe tutarlılığını kaybeder. 2022 yılında olduğu gibi yine bir ek bütçe ihtiyacı doğar.

Bütçenin en önemli gider kalemi, cari transferlerdir. 2023 bütçesinde cari transferler bütçenin %39,5’ine yükseliyor. Adından da belli olduğu gibi bu transferler kamu kurumları/bankalarının görevlendirme giderleri, SGK’ya hazine yardımı, tarımsal destekleme ve hane halkına yapılan transferlerde artış olacak.

Bütçe giderlerinin finansmanında vergiler en önemli gelir kaynağıdır. Bütçe giderleri arttıkça vergi gelirlerinde artış sağlanamazsa bütçe açığı büyüyecek. 2023’te bütçe gelirlerinin milli gelir içindeki payı %20,4 gibi yüksek bir oran olacak. Vergi gelirlerinin milli gelir içindeki payının da %17,2 olması bekleniyor. Bu oran 2021’de %16,1’di. 2023’te vergi gelirlerini artıracak temel faktör enflasyon artışı olacak.

-Önceki yıllarda dolaylı vergilerin oranının giderek arttığına tanık olduk. Vatandaşlar 2023 yılında da aynı durumla karşı karşıya kalacaklar mı?

Vergi sistemimizin en kritik yanı, vergi hasılatı içinde dolaylı vergilerin ağırlıkta olmasıdır. Dolaylı vergilerin vergi hasılatı içindeki payı %65’lere çıkarken dolaysız vergilerin payı %35’in de altına gerilemektedir. Maalesef bu görünüm 2023 yılında da devam edecektir. Oysa gelişmiş ülkelerde tam tersi bir dağılım vardır, vergi sistemini besleyen temel unsur bizdeki gibi tüketim değil, üretimdir.

Dolaylı vergileri ödeyenler gelirlerinden bağımsız olarak vergi yüküne katlanmakta, özellikle düşük gelir grubundakiler dolaylı vergilerin yükü altında kalmaktadır. Dolaylı vergilerin vergi sistemine hakim olmasıyla verginin mali amacına ulaşılmakta ama vergide adaletten uzaklaşılmakta ve gelir dağılımı bozulmaktadır.

-Vergi gelirleri içinde en yüksek payı hangisi alacak? Hangi gelir grupları kazanacak, hangileri kaybedecek?

Yaşanan enflasyonist ortamda kurdaki oynaklıklar devam ederken TCMB’nin faiz indirimine devam etmesi belirli alanlarda kredi genişlemesini sağlarken tüketimde artış yaşanırsa, yine tüketim vergilerinde ve taşıt, konut gibi mülkiyet vergilerinin gelirlerinde artışı beraberinde getirecektir. Başta dahilde ve ithalde alınan KDV ile ÖTV tahsilatında beklenen artış vergi sistemine damgasına vuracaktır. Özellikle yüksek kur ithalat imkanını zorlaştırsa da dış ticaret vergilerinin matrahını ve verginin yükünü arttıracaktır. Ancak en önemlisi enflasyon da bir gizli ve en adaletsiz vergidir.

-Sizce bütçe dengesinin sağlanması için hangi adımların atılması gerekiyor? Kamu kurumlarındaki israfın önlenmesi dengenin sağlanması için yeterli mi?

2023 bütçesinde milli gelirin %3,5’i kadar bütçe açığı ortaya çıkacak. Dolayısıyla bütçe dengesi sağlanmayacak. Borçlanma ihtiyacının azaltılıp faiz giderlerinin düşürülmesi ve faiz dışı fazla elde edilmesi şart. Vergi geliri hedefleri, mükellefin vergiden kaçınmadığı, kaçırmadığı ya da muafiyet, istisna, indirim oranlarından belli kesimlerin faydalandırılmadığı varsayımı altında yapıldığından vergiye tam uyumun sağlanabilmesinde ekonomik şartların iyileşmesi ve ekonomiye güvenin oluşması gerekiyor. Vergileri arttırmaya ya da yeni borçlanmaya gitmeye gerek kalmayacak bir çözüm de, kamuda israfı önlemektir.

Prof.Dr. Binhan Elif Yılmaz

25.10.2022

Diğer Yazılarım