Perşembe, Nisan 25, 2024
Ana SayfaSEYAHAT NOTLARIMViyana'nın Sembolleri

Viyana’nın Sembolleri

 

Viyana’da 16. yüzyılda inşa edilen devasa surlar, 1857’de İmparator Franz Joseph’in 30 yıllık imar planıyla kaldırıldı ile eski şehir merkeziyle modern yapılar ve geniş bahçeler birleşmiş oldu. Bu sayede eski şehri çevreleyen ve 5,5 km uzunluğu olan çok geniş bir bulvar elde edildi.

Bugün Ringstraße olarak adlandırılan bulvar, şehrin sembolü binalar, anıtlar ve parklara evsahipliği yapmaya başladı. Ancak 2. Dünya Savaşı’nda pek çoğu zarar gördü. Savaşın ardından tüm Avusturya’yı kapsayan büyük bir toplumsal çabayla semboller yeniden inşa edildi ve Viyana bugünkü son görünümüne 1955 yılında kavuştu.

Parlamento Binası

1874-1883 yılları arasında inşa edilen Parlamento Binası, Ringstraße’de yer almaktadır. Parlamento binası, 1918’e kadar Avusturya-Macaristan monarşisinin Avusturya bölümünü temsil eden İmparatorluk Parlamentosu olarak görev yapmıştır. 1918’de monarşinin ve Habsburg Hanedanlığının yıkılmasından sonra, milletvekilleri Avusturya Cumhuriyeti’nin oluşumunu ilan etmişlerdir. Bugün bina, Nationalrat (Ulusal Konsey) ve Bundesrat (Federal Konsey) oturumlarına ev sahipliği yapıyor.

Parlamento Binası (Kasım 2019’da Viyana’dayken bina tadilattaydı. O nedenle bu fotoğraf, alıntıdır).

İlk bakışta büyük bir Yunan tapınağını andıran ve Neo-Klasik mimari örneği bu heybetli bina, demokrasinin beşiğinin Yunanistan olduğunu söyler gibidir. Binanın mimarı T. Hansen, Atina’da mimarlık okumuş ve Avusturya Parlamento Binası için yaptığı tasarımda da aldığı eğitim ortaya çıkmıştır.

Yalnızca büyük sütunlar değil, binanın önündeki Yunan tanrıçası Athena Heykeli ve binanın ön kısmındaki yazı ve etrafındaki anıt kompozisyonu da, binanın özen gösterilmiş bir sanat eseri olduğu izlenimini veriyor.

Parlamentoyu süsleyen ve çok göze çarpan bir figür, savaş arabasındaki zaferi kişiselleştiren Yunan Tanrıçası Nike’dır. Bu figür sayesinde Mimar Hansen’in iletmek istediği mesaj, Parlamentonun diğer yönetim biçimlerine karşı zafer kazandığıdır.

Parlamento binasının inşaat işleri 1874’ten 1883’e kadar sürmüştür. 2. Dünya Savaşı sırasında, bina büyük ölçüde tahrip olmuştur.

Viyana Belediye Binası (Rathaus)

Viyana, hem Avusturya Cumhuriyetinin başkenti olarak bir eyalet hem de bir belediyedir. Dolayısıyla Viyana Belediye Başkanı aynı zamanda Eyalet Başkanı’dır. Rathaus, Viyana Belediye Başkanlığı binasının diğer adıdır. Ringstraße’de Burgtheather’ın karşısında, Viyana Üniversitesi ve Votive Kilisesi ile birbirine yakın konumdadır. 1872-1873 yılları arasında Neo-Gotik tarzda inşa edilen anıtsal bir binadır.

Binanın 98 metre boyundaki orta kule, bir katedralin çan kulesini andırmaktadır. Gotik Kulenin tepesinde ise elinde bir mızrak tutan 5 metre yüksekliğinde zırhlı bir şövalye heykeli bulunmaktadır. F. Gastell tarafından tasarlanan ve usta demirci A. Nehr tarafından yaratılan heykel, Rathausmann olarak bilinir. Heykelin bir kopyası, ana kulenin yakınındaki Rathausplatz’da duruyor. Rathausman, Viyana’nın sembolü haline gelmiştir ve belediye binasının bekçisi olarak sembolize edilmektedir. Ayrıca bu orta kulenin etrafı, dört adet 61 metrelik kule ile çevrilidir. Şehir merkezinin muhteşem manzarasını görmek  ve gözlem kulesine ulaşmak için 256 basamağı çıkmak gerekmektedir.

Rathaus’un her yanı, çoğunlukla Habsburg’un özelliklerini yansıtan pek çok heykelle süslenmiştir. Rathaus’un doğu tarafında yer alan uzun ve güzel tavanlı sundurmadan ilerlediğinizde, görkemli merdivenlerin ve muazzam bir ziyafet salonu olan Festsaal’ın bulunduğu iç mekana ulaşırsınız. Rathaus’un en dikkat çeken salonu, ana salondur ve uzunluğu 71 metreye ulaştığı için turistler buraya büyük ilgi gösterir. Burası, ünlü Viyana heykeli ile dekore edilmiştir. Salon genellikle sergiler, konserler ve toplantılar için kullanılır. Rathaus yılda yaklaşık 800 etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

Bu arada Rathausman’ın ilginç bir hikayesini anlatmadan geçmeyelim: Bir suikast girişimine uğrayan İmparator Franz Joseph için yaptırılan Votive Kilisesi’nden iki yıl sonra, Rathaus inşa edilmiş. Votive Kilisesi’nin kule uzunluğu 99 metre. İmparatorun isteklerine göre, yakınlardaki bir kule ya da binanın Votive Kilisesi’nden daha uzun olmaması gerekiyormuş, kendisi böyle karar vermiş. Bu durumda Rathaus’un kulesi en fazla 98 metre olabilirmiş. Ve gerçekten de Rathaus’un orta kulesinin yüksekliği sadece 98 metredir. Aslında Rathausmann olarak bilinen ve kulenin tepesinde duran, boyu 5 metre olan bu heykelin yüksekliği hesaba katılmadığı sürece… Rathausman teknik olarak binanın bir parçası sayılmazsa, imparatorun istekleri yerine getirilmiş oluyor. Ama bu bekçi Rathausman binanın parçası olarak kabul edilirse, kulenin boyu Votive Kilisesi’nden yüksek, demektir.

Viyana Opera Binası (Wiener Staatsopera)

Ringstraße üzerinde bulunan Viyana Devlet Operası (Wiener Staatsopera) dünyanın en önemli opera binalarından biri olarak kabul ediliyor.

Surlar yıkılıp, Ringstraße Bulvarı oluşturulmaya başlanınca, bu bulvarda, 1858’de yeni bir Opera Binası inşa etme kararı alınmış ​​ve inşaat 1863 yılında başlamış. Mimarların suçu olmayan bazı teknik problemler nedeniyle inşaatta sorunlar çıkınca, İmparator Franz Joseph’in sert eleştirilerine dayanamayan mimarlardan biri intihar etmiş. Opera Binası her şeye rağmen İmparator Franz Joseph ve İmparatoriçe Elisabeth (Sisi) tarafından 1869’da açılmış ve ilk açılış sahnesi, Mozart’ın Don Juan adlı eseriyle yapılmış.

Oldukça güzel ve dikkat çekici bir mimariye sahip binada müzik ve gösteri hergün mevcut. Ancak bu müzik evinin müzikal geleneği ve tarihi her zaman en üst düzeyde performans göstermesine rağmen, 1938-1945 Nazi döneminde neredeyse tüm oyuncular kovulmuş ya da öldürülmüştür. 2. Dünya Savaşı bombalarından sonra zorlukla ayakta kalan bina, 1945 yılından itibaren yaralarını sararak tekrar açılmış.

Çok geniş bir bulvar olan Ringstraße üzerinde yer alan Viyana Opera Binası, hava kararmaya başladığı andan itibaren her yönden aydınlatılmakta ve ışık gösterisini uzaktan izleyebilmek ve fotoğraflamak mümkün olmaktadır.

Burgtheater

1748’de Hofburg Sarayı’nın hemen yakınındaki bir mekanda tiyatro açılmış. Bu tiyatro, doğrudan Hofburg Sarayı’ndaki tesislere bağlı olduğundan seyirciler, çoğunlukla imparatorluk ailesiymiş. Görüldüğü gibi Viyana’da tiyatroya ilgi, 1700’lere kadar geri gidiyor. Bu binadaki son performans 12 Ekim 1888’de gerçekleştirilmiş ve iki gün sonra Ringstraße’deki yeni Burgtheater kapılarını açmış. O zamandan bu zamana şehrin sanat ve kültür yaşamında bir dönüm noktası olduğu ortada.

Burgtheater’in önemi sahnedeki hareketli performanslardan değil, binanın kendisinden de kaynaklanmaktadır. Ünlü mimar G. Semper ve Karl von Hasenauer tarafından tasarlanan tiyatronun görkemli cephesi, Viyana’nın en popüler turistik yerlerinden biridir. Binanın tam üstünde Apollo heykeli göz kamaştırıcıdır.

Binanın içi de zarif ve ferahtır. Ayrıca 60 metre uzunluğunda kavisli bir girişe sahiptir. Merdivenler çok geniş ve şıktır. Basamakların yanı sıra, ünlü oyun yazarlarını temsil eden büstler vardır. Daha yakın zamanda, modern ve çağdaş Avusturyalı aktörlerin fotoğrafları da dahil edilmiştir.

İç oditoryumun 1000’den fazla koltuğu vardır ve tiyatro sahnesi yaklaşık 700 m2’dir. Ayrıca sahne düzeninin dönüştürülmesi, örneğin zeminin veya her bir dekorun yükselip alçalabilmesi mümkündür. Burg tiyatro topluluğu ise, 100’den fazla oyuncudan oluşmaktadır ve bu kadrosuyla Avrupa’nın en büyüklerinden biridir.

Viyana’daki diğer birçok bina gibi Burgtheater da 2. Dünya Savaşı sırasında ağır hasar görmüştür. Bina, 48 yıl sonra neredeyse tamamen yıkılmıştır. Bombalardan geriye sadece kanatlar ve görkemli merdivenler sağlam kalmıştır. Tiyatro sanatçısı M. Rengelhart’ın öncülüğünde restorasyonu tamamlanan bina eski ihtişamına kavuşmuş ve 1955 yılında açılmıştır.

Restorasyon sırasında ünlü Avusturyalı ressamlar Gustav Klimt, kardeşi Ernst Klimt ve ayrıca Franz Matsch tavan fresklerini yapmışlardır.

Burgtheather her gün öğleden sonra 15:00’de rehberli tur (Almanca) ile gezilebilir. Tüm hafta boyunca da oyun sahnelenmektedir. Fiyatlar, 10-60 € arasında değişmektedir.

Viyana Üniversitesi

Üniversitenin şu andaki ana binası Ringstraße’de Votive Kilisesi’ne yakın bir konumdadır. Üniversite, 1877-1884 yılları arasında Heinrich von Ferstel gözetiminde inşa edilmiştir. Ancak, Viyana Üniversitesi’nin asıl kuruluş tarihi, 1365 yılına kadar uzanır ve Almanca dil alanındaki en eski Üniversitedir.

Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nden yönetimle anlaşamadığı için ayrılan bazı öğretim üyelerinin Viyana Üniversitesi’ne geçmesiyle üniversitenin akademik temeli 1383’den itibaren atılmaya başlanmıştır. O yıldan itibaren öğrencilerin sayısı 6 bini bulmuştur. Ancak Osmanlı kuşatması ve Viyana’da da meydana gelen dini bölünme ile Üniversite’nin refahı birden sonlanmıştır.

1749 yılından itibaren Maria Theresia tarafından derin bir yeniden yapılanmaya gidilmiş, üniversitelere yönelik cinsiyet eşitliği, fakültelerin yeniden organize edilmesi ve devletin söz sahipliğinin arttırılmasına yönelik bir dizi reform gerçekleştirilmiştir.

Viyana Üniversitesi

Musikverein

1867-1870 yılları arasında inşa edilen binanın tasarım yarışmasını, Parlamento binasının mimarı T. Hansen kazanmış ve bu binayı da bir Yunan Rönesans üssüne çevirmiştir. Binadaki 16 zarif karyatif, Brahms Salonu, tapınak şeklindeki çatı ve Apollo heykeli, Yunan mimarisinin yansımalarıdır. Böylelikle Klasik müziğin en ünlü salonlarından olan Musikverein’de klasik bir ortam yaratılmıştır.

Viyana’nın en güzel ve en zengin şekilde dekore edilmiş konser salonunu; “Yeni Yıl Konseri” nedeniyle görmeyenimiz kalmamıştır. Çünkü Binanın iç mekanında en önemli kısım, Büyük Müzik Salonu (Groser Musikvereinsaal) dur. Bu salon Yeniyıl Konseri gibi çok çeşitli konserlere ev sahipliği yapmaktadır.

Musikverein

Musikverein, 1870 yılında iki konser salonuyla açılmıştır. En ünlü salonu 2.000 seyirci kapasiteli, zengin dekoru ve nedeniyle Altın Salon (Große Musikvereinssaal)’dur. 1937’de inşa edilen Brahms Salonu (Brahms Saal) ise 600 kişiliktir.

1991 ve 2004 yıllarında binanın iç mekanında yeniden düzenlemeye gidilmiş, alt katlarda salonlar inşa edilirken, diğer yandan hem tamamen klasik hem de modern ve yenilikçi dizayna ahşap, metal ve taş gibi tasarım malzemeleri eşlik etmeye başlamıştır. Böylelikle 2004 yılında Musikverein’e yerin altına dört yeni salon daha eklenmiştir. Cam Salon (Gläserne Saal) ​​bunların en büyüğüdür. Diğerleri daha küçük olan Metal Salonu (Metallene Saal), Taş Salon (Steinerne Saal), Ahşap Salon (Hölzerne Saal).

Postane Binası (Österreichische Postsparkasse)

Otto Wagner tarafından tasarlanmış Avusturya Posta Tasarruf Bankası binası 1906’da açılmıştır. Bu bina sadece Wagner’in kariyerinin zirvesini değil aynı zamanda onlarca yıllık mimari çalışma ve tasarım çalışmalarının doruk noktasını da temsil etmektedir.

1904-1912 yılları arasında Otto Wagner’in inşa ettiği Posta Tasarruf Bankası binası, Avrupa modernizminin ve Viyana’nın en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Bina Wagner’in mimari çalışma ve tasarım çalışmalarının doruk noktasını da temsil etmektedir.

Österreichische Postsparkasse

Binanın içi ve dışındaki her detay, her mobilya parçası estetik ve kullanılabilirlik açısından özenle tasarlanmıştır. Binanın içinde, örneğin halı, lamba, saat, kapı kolu, çalışma masası, koltuk, dolap ve kasa gibi her şey tasarım ürünüdür. Ayrıca pek çok şey de, yıpranmaya karşı bantla kaplıdır. Binanın dış cephesi ise alüminyum kaplıdır ve sayısız demir civatayla doludur. Wagner’e göre bu tarz hem teknik gereklilik hem de modernlik gereğidir. Ayrıca çivili ve demirli tarz, hazineyi çağrıştırıp yatırılan paraların güvende olduğu hissi vermektedir.

Postane binası, hafta içi 08:00-17:00 saatleri arasında halka açıktır.

Palais Equitable

St. Stephan’s Katedrali’nin yanında çatısında Amerikan kartalının olduğu bir Palas dikkatinizi çekebilir. Palas Equitable, 1887-1891 yılları arasında New York merkezli bir sigorta şirketi tarafından inşa edilmiştir. Dolayısıyla bir Amerikan hayat sigortası şirketi tarafından yaptırıldığı için, Viyana’da aristokrat konutu olmadan “Palais” adı verilen az sayıdaki saraydan biridir.

Palais Equitable

Palais Ferstel

Hofburg Sarayı’na çok yakın konumda ve Herrengasse caddesinde bulunan Palais Ferstel, ünlü Avusturya’lı mimar Ferstel tarafından Viyana Modernizmine uygun olarak modern tarzda yapılan bir binadır. Aslen 1860 yılında Ulusal Banka ve borsa binası olarak inşa edilmiştir.

Palais Ferstel’in benzersiz özelliklerinden biri, içinden geçen ve halka açık olan cam tavanlı alışveriş çarşısıdır. Ayrıca çok zarif ve altıgen tabanlı, 6 metre yüksekliğindeki tarihi fıskiyedir. Fıskiyenin üzerinde duran figür ise Tuna Perisi’dir.

Palais aynı zamanda Avrupa’nın entelektüel seçkinlerinin sıkça ziyaret ettiği ünlü Cafe Central’i ve 735 kişilik bir kongre merkezini barındırıyor.

Mozaik Duvar: Kärntnerstraße, No: 16

Oldukça uzun, canlı ve tarihi bir cadde olan Karntner caddesinde yürümek, genellikle kalabalık olduğu için zor olabilir. Bundan dolayı belki de o kadar uzun ve tarihi bir caddede bulunan güzel ayrıntılara dikkat edilemeyebilir ve Kärntner caddesi numara 16’nın cephesinde bulunan mozaik gözden kaçırılmış olabilir. Mozaik duvara sahip orijinal bina ise, 1894-1896’da inşa edilmiş ve Hotel Meissl & Schadn’in evi olmuştur.

Mozaik Duvar

Surlardan Kalan Tek Parça: Burgtor

Osmanlı ve Fransız saldırılarına karşı 19. yy.ın ortalarında Viyana’yı çevreleyen sur duvarları yıktırılmış, böylece şehir merkezinin yakınında geniş bir açık alan oluşmuş ve büyük bir bulvar olan Ringstraße inşa edilmiştir.

İşte 1857’de Viyana surları yıkıldığında Hofburg Sarayı’nın hemen yanında bulunan sur duvarlarından kalan tek parça surun adı, Burgtor’dur. Burgtor, Heldenplatz’da Hofburg Sarayı kompleksine geçişi sağladığı gibi, Sanat Tarihi ve Doğa Tarihi Müzelerine de ulaşım için kullanılır.

Hundertwasser Evleri

Viyana’lı mimar Friedensreich Hundertwasser (1928-2000), asıl adı Friedrich Stowasser, resim ve heykeller yanında mimaride sıradan geometrik standartlar olmadan kendi tasarladığı binaları ortaya çıkarmıştır.

Kariyeri boyunca yaklaşık 40 binayı Avusturya, Almanya, ABD, Japonya, İsrail, Yeni Zelanda ve İsviçre’de yapmıştır. Ünlü Hundertwasser evleri, Viyana’da Tuna Kanalı hattında, Kundelgasse 34-38 (Viyana Bölgesi Landstraße)’dedir.

Viyana Hundertwasser Evi, 1983-1986 yılları arasında inşa edilmiştir. Aslında önünde durulan ve sürekli turistlerin fotoğraf çekip paylaştığı evler, bugün normal insanların yaşadığı bir konut kompleksi.

Nascshmarkt

Viyana’da birçok pazar vardır. Ancak Naschmarkt, en eski ve en dikkat çekenidir. Burada çiçek, içecek, yiyecek ve aklınıza dahi gelmeyecek her türlü değişik ürünle karşılaşabilirsiniz. Tüm bu ürünlerin satıldığı çok sayıdaki tezgahları bulacaksınız.

Viyana’ya özel hediyelik eşyaları, Sacherorte ya da Mozart çikolatalarını, Viyana kahvesini almak da diğer bir seçenek olarak düşünülebilir.

Naschmarkt

Onaltıncı yüzyıldan beri var olan Naschmarkt, her zaman şehirdeki en popüler çiftçi pazarlarından biri olmuştur. Son yıllarda Naschmarkt, uluslararası lezzetleri tatmaya da olanak tanıyor. Özellikle Türk pazarcıların ülkemizden çeşitli tatlar sunuyor. Bu pazarda Asya mevcudiyeti de bulunur ve suşi standlarının yanı sıra diğer Çince, Japonca, Korece veya Vietnamca konuşan ve yerel ürünleri satanlar da görülebilir. Tabii ki, burada da iyi bir Viyana yemeği bulamayacağınız söylenemez. Sosislerin, şnitzellerin ve diğer yerel yemeklerin pazardaki çeşitli tezgahlarda veya restoranlarda tadını çıkarabilirsiniz.

Naschmarkt, pazar günleri hariç her gün açık. Pazar günleri de Naschmarkt’ın batı ucunda düzenlenen haftalık bit pazarı var.

Prater ve Ferris Tekerleği (Wiener Reisenrad)

Prater’deki en ünlü cazibe merkezi, Volksprater veya Wurstelprater olarak bilinen bir eğlence parkının parçası olan Riesenrad’dır (dev tekerlek). 1896-1897’de İngiliz mühendis Walter Basset tarafından yaptırılmıştır. Basset’in kurduğu dev tekerleklerin hayatta kalan tek örneğidir. Paris ve Londra gibi şehirlerdeki örnekleri uzun zaman önce tasfiye edilmiştir.

İmparator Franz Joseph’in tahta çıkışının 50. yıldönümünü kutlamak için 1897 yılında inşa edilmiştir. Tekerleğin çapı yaklaşık 61 metredir ve 1920’den 1985’e kadar dünyanın en uzun süredir devam eden Ferris tekerleğidir.

Dev tekerleğe binmek için bir süre beklemek, beklerken de mini bir müzenin içinden geçmek ilginç bir deneyim.

Viyana Prater bölgesi toplamda 600 hektardır ve Tuna kıyısına kadar bir alanı kaplamaktadır. Prater, 1560 yılında imparatorluk ailesi tarafından avlanma alanı olarak kullanılmaya başlanmış, ardından halka açılmıştır.

Çayırlar ve karışık ormanlık alanların bulunduğu büyük yeşil alanlarının yanı sıra, Prater, tenis kortları, büyük stadyum, yarış pistleri, yüzme havuzu ile planetaryum gibi bir eğlence merkezi ve ticaret fuarını da bünyesinde barındırmaktadır.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular